Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Haberler / Türkiye

Akşener: İktidara bizleri ayrıştıramayacağını gösteren baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza, sağduyularından ötürü teşekkür ediyorum

23.06.2020
Akşener: İktidara bizleri ayrıştıramayacağını gösteren baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza, sağduyularından ötürü teşekkür ediyorum

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara’ya Savunma Yürüyüşü’nü başlatan baro başkanlarına ve avukatlara teşekkür etti.

Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, “Yapılan kasıtlı provokasyona rağmen, demokrasi çizgisinden ayrılmayan ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın, iktidara bizleri ayrıştıramayacağını gösteren baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza, sağduyularından ötürü teşekkür ediyorum” dedi.

Akşener konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Biliyorsunuz, milletçe sadece doğal afetlerle mücadele etmiyoruz. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, tarafsız yargı kavramları da iktidar eliyle tasarlanan siyasi afetlerle karşı karşıya. Yargının üç ayağından biri savunmadır, yani avukatlardır. İktidar ve küçük ortağı, getirmeye çalıştıkları bir düzenleme ile baroları da ayrıştırmak istiyor. Dün, bu düzenlemeye karşı, demokratik bir şekilde tepki veren baro başkanları, gündüz, saatlerce güneşin altında gece de, sağanak yağmurun altında bekletildiler itilip kakıldılar. Güneşten ve yağmurdan korunmaları için gönderdiğimiz tentelerin bile kurulmasına müsaade edilmedi.  İlin valisi çıkıp, çaresizlikle İçişleri Bakanlığı’nı işaret ederek ‘250 metre yürümelerine izin veremediğini’ söyledi. Yapılan kasıtlı provokasyona rağmen, demokrasi çizgisinden ayrılmayan ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın, iktidara bizleri ayrıştıramayacağını gösteren baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza, sağ duyularından ötürü teşekkür ediyorum. Bu günler elbette geçecek, hukukun üstün, yargının bağımsız ve adaletin herkes için olduğu bir Türkiye’de, elbette buluşacağız.”

Akşener’in konuşmasının devamında şunları söyledi:

‘‘Biliyorsunuz geçtiğimiz cumartesi gençlerimiz LGS’ye girdi. Kendilerine geçmiş olsun diyorum. Haksız çıkmak istedik ama LGS’de olanlar yine bizi haklı çıkardık. Umarız LGS nedeniyle vaka sayısında artış olmaz. Bu hafta da YKS sınavı var. Gençlerimize zihin açıklığı diliyorum. Bu vesileyle iktidarın bu inadını milletime şikayet ediyorum. Sınavın 25-26 Temmuz’da yapacağınızı açıkladınız, sonra sınavı bir ay öne çektiniz. Dilekçe verdik, düzenlemenin iptalini istedik. Danıştayi, önerimizi iptal etti. Bırakın rahat hazırlansın dedik, salgın daha bitmedi çocuklarımızı göz göre göre tehlikeye atmayın dedik, dinletemedik. Hafta sonu sınava girecek sayın öğrenciler, sınava giderken önlemlerinizi lütfen alın. Ne kendinizi ne de sevdiklerinizi riske atmayın. Allah her birinize zihin açıklığı versin.

‘‘Sayın Erdoğan, gençlere güvecenceksin onlardan korkmayacaksın’’

‘‘Gençliğini yaşayamamış adamlar sürekli gençlere bir ayar verme havasında, onlara parmak sallama havasında. Attıkları adımlarda hiç güven vermek yok, hep dayatmak var. Bugünümüzü kaybettin, geleceğimizi kaybetmene izin vermeyeceğiz, Sayın Erdoğan. Gençlere güveneceksin. Korkmayacak; tercihlerine, fikirlerine saygı göstereceksin. 25 yaşından küçükler ve 50 yaşından büyükler için 10 günden az çalışanların sigorta primi ödenmemesi taslağı tasarlanmışlar. Gençlerimizin sosyal haklarını tırpanlamaya hazırlanıyorlar. Mutlu olmak için yüzünü başka ülkelere çeviren bu gençlerimiz, işte onlar senin eserin. Eserinden memnun musun sayın Erdoğan? Suçlu onlar değil, suçlu sensin sayın Erdoğan. Biz gençlerimize tekrar hayal kurdurmanın kavgasındayız.’’

Her geçen yıl işsizlik artıyor

‘‘Bırakın ilk 10’u ilk 20’de kalamama riskimiz var. Yani ağam bizimle eğleniyor. Dalga geçer gibi hani nerede işsizlik diyorlar, işte burada işsizlik. Damat bakan bana bu ay şu kadar enflasyon şu kadar işsizlik lazım diyor, TÜİK adrese teslim ediyor. Memleketin her meselesine çözümü bina dikmekle bulan bu zihniyetin bizi getirdiği nokta maalesef bu. Üniversiteden mezun ettiğimiz gençlerimiz her sene daha fazla işsizliğe mahkum edildi. Onca insanın hayallerini yok etmeye ne hakkınız var? Böyle devlet yönetilmez. Hani Türkiye uçacaktı?  Bu yönetim sistemi ve onun ekonomiden sorumlu damadı, bu ülkenin çalışmak ve emeğini almak isteyen insanlarına sırtını çevirdi. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. İşsizine iş bulacak bir ülkedir, mesele ülkeyi yönetenlerin önce kimi düşündüğüdür.’’

Akşener, ‘‘Biz memleket masasında buluşmayı önermiştik. Ancak sayın Erdoğan artık kimin dost kimin düşman olduğunu ayırt edemiyor. Damada sahip çıkanları dost, bu damattan bakan olmaz diyenleri düşman zannediyor. Yanına matruşka gibi dizdiklerini dost, hakikati söyleyen bizleri düşman zannediyor. Biz anlatmaktan yorulduk ama sen kandırılmaktan yorulmadın sayın Erdoğan.  İktidar yolun soluna geldiğini artık geliyor. Çünkü biz geliyoruz. Karanlık gecenin ardından söken şafak gibi geliyor. Boyun eğmeden, pes etmeden, korkmadan geliyoruz. Çünkü artık güneşin doğma zamanı, çünkü artık iyilerin zamanı.      Bu hafta milletimizin kürsüsüne genç bir işsiz çıkacak. İşsizlik azalıyor, gençler iş beğenmiyor diyenlere inat sözü Serhan’a bırakıyorum” diyen Akşener, kürsüyü Serhan isimli üniversite mezunu işsiz bir gence bıraktı.

İşsiz genç Serhan’ın konuşması:
Aynı zamanda Antropoloji alanında devam eden bir yüksek lisansım var. Bunu yapmaktaki amacım Türkiye’ye gelen yabancıların tarihimizi, kültürümüzü iyi tanımalarını sağlamaktı. Tüm bunları öğretim hayatıma sağlamaya çalışmaktaki amacım, ilham kaynağım Mustafa Kemal Atatürk’tü.

Yurt dışında katıldığım faaliyetler sırasında orada kalma teklifi aldım. Boş durmayarak lisans ve yüksek lisans zamanında çeşitli yerlerde kazanarak harçlığımı kazanmaya devam ettim. Yedek Subay olarak bulunduğum TSK’da kendimi geliştirmemi sağlayanlara teşekkür ederim.

Askerlikten sonra yaptığım iş başvurularından bir sonuç alamayınca yaşadıklarımı tahmin edebilirsiniz. Başta yakın arkadaşlarım olmak üzere eminim ki benimle aynı sorunla karşılaşmak üzere. İşsiz olmak demek, plan yapamamak, hayal kuramamak demektir.

Bir genç okuyunca hemen iş bulmak, dünyayı gezmek, yuva kurmayı hayal eder. İşte biz gençlerin bugünkü en büyük sorunu o hayalleri kuramamak. Hayal etmek başarmanın yarısı derler ama biz o hayalleri bile kuramıyoruz. Görmüş geçirmiş insanlar nasıl çalıştılarını anlatırlar.

Biz bunları zihnimizde canlandırmaya çalıştığımızda siyah beyaz silik görüntüler canlanıyor. Sadece bizim değil bizim için çalışan anne babalarımızın da hayalleri aynı şekilde yok oluyor. Her çocuğa büyünce ne olursun diye sorulur.

Ama büyüyünce kimsenin yüzünde tebessüm kalmıyor. Ben ülkemle ilgili hayal kurmaktan kahrolarak vazgeçtim. Her şey bu kadar olumsuz mu dediğinizi duyar gibiyim. Ama üzgünüm her şey bu kadar olumusuz. Bu kürsüden konuşan ülkenin geleceğidir. Mustafa Kemal’i örnek alıp kendini geliştirip, idealleri olan ben mi suçluyum, yoksa beni bir işe kavuşturamayan 2020 Türkiyesi mi? 

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş