Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Haberler / Türkiye

HDP Sözcüsü Ayhan BİLGEN KHK'larla İlgili Çok Sert Konuştu

18.10.2016
HDP Sözcüsü Ayhan BİLGEN KHK'larla İlgili Çok Sert Konuştu

HDP Sözcüsü Ayhan BİLGEN KHK'larla İlgili Mecliste Çok Sert Konuştu:

Bilgen: Öyle ya, 2004'te MGK'da bu konuda net cümleler var ve altına imza atılmış olmasına rağmen 2004'ten sonra onlara parsel parsel arsa verilmeye devam edilmişse, iddia edilen örgütün lideriyle milletvekilleri görüşmeye devam etmişse, onların düzenledikleri etkinliklerde bakanlar Pensilvanya'ya selam göndermeye devam etmişlerse, bütün bunlar suç oluşturmuyorsa, bütün bunlar destek sayılmıyorsa; bu işin binlerce öğretmeninin, medya organının ya da başka kamu görevlilerinin, esnafın hatta cezalandırılarak üstünün örtülmesi imkânsızdır.

AYHAN BİLGEN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, olağanüstü hâlle ilgili tartışmalar da kanun hükmünde kararnamelerle ilgili tartışmalar da ne yazık ki önümüzdeki yıllara damgasını vuracak çünkü bazı sorular var ki bu soruların cevabını kamu vicdanını rahatlatacak biçimde ikna edici şekilde vermediğimiz takdirde burada yasal prosedürleri tamamlamamız hiçbir şey ifade etmeyecek. Ben izninizle bu kısa sürede bu soruların sadece birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

     Çok örneği basında tartışıldı, burada dile getirildi ama eğer 2013'e kadar, en azından 2004'ten 2013'e kadar bu yapıyla ilgili ne gibi mücadele diye tarif edilebilecek işlemler, işler yapıldığına dair kamuoyuna net bir açıklama yapmadığınız takdirde şu anda bu davayla ilişkilendirilerek yargılanan, cezalandırılan herkesin pozisyonu tartışmalı olacaktır. Öyle ya, 2004'te MGK'da bu konuda net cümleler var ve altına imza atılmış olmasına rağmen 2004'ten sonra onlara parsel parsel arsa verilmeye devam edilmişse, iddia edilen örgütün lideriyle milletvekilleri görüşmeye devam etmişse, onların düzenledikleri etkinliklerde bakanlar Pensilvanya'ya selam göndermeye devam etmişlerse, bütün bunlar suç oluşturmuyorsa, bütün bunlar destek sayılmıyorsa; bu işin binlerce öğretmeninin, medya organının ya da başka kamu görevlilerinin, esnafın hatta cezalandırılarak üstünün örtülmesi imkânsızdır.

     Değerli milletvekilleri, çok açık, çok net biçimde 2004 ile 2013 arasında ne yapıldığını ya da bir şey yapılmadıysa, ciddi, engelleyici, caydırıcı, etkin bir mücadele yürütülmediyse neden yürütülmediğini kamuoyuna açıklamak zorundasınız. Bu, üstü örtülebilecek bir durum değildir, bu işin esasıdır. Çünkü, darbe, dünyanın hiçbir yerinde sadece bir sebep olarak tartışılmaz, darbe bir sonuçtur. Asıl suç, darbecilerin o gücü bulmasını sağlayacak destekle ilgilidir. Siz şimdi "iltisak" kelimesinin, kararnamede geçen "iltisak" kelimesinin içerisine her şeyi katabiliyorsunuz. Ama kamu kaynaklarını sunanlar, örneğin kolayca arazi tahsis eden belediyeler. Örneğin, kurumların bina yapması için çeşitli imkânları servis eden -bununla ilgili telefon görüşmeleri, mailler, yazışmalar kamuoyuna yansıdığı için söylüyorum- siyasiler.

     Şimdi, bunlarla ilgili bir tartışma yapmadan, oraya çocuğunu gönderen bir yargı mensubunun cezalandırılması nasıl izah edilebilir? Bu, uluslararası platformlarda nasıl savunulabilir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye Dışişleri Bakanlığı savunma gönderdiğinde bunu nasıl izah edebilir? İkinci kritik soru, eğer bu kadar çok yargı mensubu -ilk kararnameyle görevden alınanların sayısı son derece yüksek- bir terör örgütünün üyesi olduğu için, savunmaları bile alınmadan görevden alınıyorsa bu yargı mensuplarının verdikleri kararlar, hazırladıkları iddianameler, bunların verdikleri hükümler nasıl bağlayıcı olabilir? Yani yeniden yargılanma yolunu bu ilgili kişilerin, görevden alınan kişilerin dâhil olduğu yargılama süreçlerindeki yeniden yargılanma yolunu nasıl tıkayabilirsiniz? Yani siz, bir terör örgütü mensubu iddiasıyla görevden alınmış hâkimin, savcının altına imza attığı bir karardan dolayı yıllardır haklarından mahrum kalmış insanlarla ilgili uluslararası platformlarda nasıl savunma yapacaksınız? Bunun gibi elbette çok soru var sorulacak ama ben iki şeye daha çok kısaca dikkat çekmek istiyorum.

     Birisi, bu iç ve dış analizi yaparak, dün de burada temsilcilerinizin dile getirdikleri değerlendirmedir. Değerli arkadaşlar, bu dış güçler kimse lütfen bunu somut söyleyin, böyle hamaset yapmayın. Sayın Cumhurbaşkanı Amerika'ya gittiğinde tarif ettiğiniz aktörlerin hepsiyle toplantı düzenledi. Dışişleri Bakanlığı Hükûmet sözcüleri bu dış aktörün Amerika olmadığını, NATO olmadığını defaatle söyledi. O zaman, ya ülke ya kurum ya örgüt, bir şey tarif edeceksiniz, kamuoyu da dönecek, bunun üzerinden tartışma yapacak. Bunu yapmadığınız takdirde sadece bulanık suda balık avlamış oluyorsunuz. Bırakın kurunun yanında yaş yanmasını, baştan sona haksızlık ve baskı içeren işlere imza atmış oluyorsunuz.

     Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş