Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Haberler / Türkiye

İnce: Medya yanlı, iş dünyası korkak

20.06.2018
İnce: Medya yanlı, iş dünyası korkak

Muharrem İnce televizyon kanallarının yöneticilerine sitem etti. İnce hükümete yakın medyada memuriyet hayatı hakkında çıkan haberlere de tepki gösterdi, "Geçinemedim istifa ettim. Suç mu?" İnce, seçimi kazanırsa 'balkon konuşması'nı birinci meclis önünde yapacağını söyledi.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, İstanbul’da internet sitesi, gazete ve televizyonların yöneticileriyle bir araya geldi. Kahvaltılı basın toplantısının kısa açılış konuşmasına “yandaş gazeteciliği” eleştirerek giren ve “yalaka basın” tabirini kullanan Muharrem İnce, yaklaşık iki saatlik buluşmada soruları yanıtladı.

Toplantı çıkışında gazetecileri kapıda tek tek el sıkışarak uğurlayan Muharrem İnce, ardından kısa bir açıklama daha yaptı.

CHP ile arasında sorun olduğu iddialarını reddeden İnce, partiyle arasında bir mesafe olduğunu “CHP’nin din açıklamaları olabilir ama cumhurbaşkanı ben olacağım” sözüyle dile getirdi. Bütün sorulara verdiği cevaplarda adalet ve yargı vurgusu hep öndeydi Muharrem İnce’nin.

“Binali Yıldırım siyaseten bitiyor, beni kesip onu niye yayınlıyorsunuz? Bu seçimden sonra medya özgür olacak. Herkes kazanacak, AK Partililer bile. Kaybeden sadece anket şirketleri olacak” diyen Muharrem İnce’nin konuşmasından ve sorulara verdiği yanıtlardan bazı başlıklar şöyle:

“30 yıldır siyasetin içindeyim. İlk kez çok farklı bir kampanya götürdük. 48 günde her şey bambaşka oldu. Müthiş kalabalıklara sesleniyoruz. Taşıma yok, masraf yok, üç tane bez parçası, Muharrem İnce şu saatte şurada diye. Erdoğan’ın mitinglerinden fazla ilgi var. Okullara baskı yok, öğrenci yok. Gaziantep’te 30 yaşın altındakiler el kaldırsın dedim. Öğretmen olduğum için parmak kaldırsın dedim. Yüzde 70’i 30 yaşın altındaydı. Olağanüstü bir dip dalgası var. Dünya medyasında manşet oluyoruz. 200 ülkenin 100’ünden randevu istedim. Dünya bizi konuşuyor ama Türk medyası sınıfta kaldı. 48 günde 102 miting yaptık. Bir mitingimi başından sona veren birkaç TV var.”

YANLI MEDYA KORKAK İŞ DÜNYASI

“Ben cumhurbaşkanı adayıyım. Beni kesip Binali Yıldırım’ı veremezsiniz. Siyaseten biten biri. Erdoğan seçilemezse sıradan milletvekili olacak. Erdoğan çıktığı an zaten saniyesinde beni kesiyorsunuz. Ama beni kesip Binali Yıldırım’ı veriyorsunuz. Bu bir dost sitemidir, en fazla medyanın haline üzülüyorum. Benim cumhurbaşkanlığımda en mutlu olanlar gazeteciler olacak. Rahatlıkla beni eleştirebileceksiniz. Bu seçimi alacağım, göreceksiniz. Her şeye rağmen. Yanlı medyaya, korkak iş dünyasına rağmen. Sokaklarda milyonlar var.

Her şeyi belirleyen, manşetlere karar veren bir adam var. Sonu ne olursa olsun buna son vereceğiz… Ömer Halisdemir’in mezarına gittin mi? E gittim, al sana fotoğraf. Ailesine gittim. Ama Halisdemir’in kardeşi milletvekili adayı olmak istedi senden, sen yapmadın.”

‘KEŞKE O ŞİİRİ YENİDEN YAZABiLSEM’

“30 sene önce yazdığım şiiri yazıyorlar. Kimseye bunun hesabını vermem. Çok muhafazakâr ya. Necip Fazıl’ın şiirlerini okusun bakalım. Onun beş yıl önceki FETÖ ortaklığını tartışmak suç! Ama 30 yıl önceki şiirlerimi mi soracaksın? Yazdığımın arkasındayım, keşke zamanım olsa da yeniden yazabilsem.”

GAZETECİLER CANINI OKUMALI SİYASETÇİLERiN

“Erdoğan ekonomiyi tartışmıyor. Dolar demiyor, faiz demiyor. Medyadan ısrarla şunu istiyorum. Ben Erdoğan’la televizyonda tartışmak istiyorum. Siz de istediğiniz soruları sormalısınız. Şu anda da aklınıza ne takılıyorsa en açık biçimde sorun. Bunu çok açık rica ediyorum. Bunu Erdoğan’a soramayacağınızı biliyorum. Ama bana sorun. Türkiye bunu özledi. Gazeteciler canını okumalı siyasetçilerin. En ağır soruları sormalı. Türkiye’ye bunu yaşatmalıyız.”

BİZİM TERCİHİMİZ BATI

“Seçilirsem Şam’a büyükelçi atayacağım dediniz… Dış politikada neler öngörüyorsunuz” sorusu üzerine:

“Bizim tercihimiz Batı. Tercihlerimizi değiştirmeye zorlamayın dedim görüştüğüm büyükelçilere. Seçilir seçilmez hemen Avrupa turu yapacağım. Başkentleri ziyaret edeceğim. Avrupa Birliği bizden bir şeyler istiyor. Ama onlar istemese de milletimiz hak ettiği için yapmamız gerekenler var. Yargıyı düzeltin lafını ille Avrupa mı söylemeli? AB olmasa da bunlar olmalı.”

‘ALLAH’TAN KORKARIM, TORPiL YAPMAM’

Şu ilginç soru üzerine: “Oğlunuz bir trafik kazasına karışsa, bir kişinin hayatını kaybetmesine yol açsa ve sizin bu davada baskı yaptığınız söylense… Lehinize rapor veren adamı terfi ettirdiğiniz söylense, dava yıllar sonra beraatle sonuçlansa… Bundan yıllar sonra cumhurbaşkanlığı yarışında bu haber yeniden gündeme gelse yayından kaldıracak mısınız?”

“Ben çok iyi bir mümin olduğumu düşünüyorum. Ben böyle bir şey yapsam korkarım. Önce Allah’tan korkarım. Böyle bir kötülük yaptığımda aileme zarar geleceğinden korkarım. Allah’ın hesap soracağından korkarım. Sonu ne olursa olsun. Ben tek çocuk sahibiyim. Oğlum askere gidecekti. Eşim aylarca ısrar etti torpil yapmam konusunda. Şırnak yerine İstanbul’a giderse, yarın İstanbul’da bombalı saldırıda ölebilir dedim. Bir Müslüman olarak bunu yapamayacağımı söyledim. Tek çocuğumuz olduğu için ısrar etti eşim. Yoğunluktan internete girilemiyordu. Askerliğinin nereye çıktığını eşim öğrendi. Jandarma olarak altı ay askerlik yaptı, er olarak. Ben de sekiz ay er olarak yaptım. Bir gece saat 03.00’te beni aradı oğlum üniversitede okurken. Polis yakalamış. Ver dedim. Ben Muharrem İnce dedim polise, ‘Gereğini yap’ dedim. Sakın torpil yapma dedim.”

‘İÇİŞLERİ BAKANINI MUHATAP ALMIYORUM’

“Suruç olaylarından sonra İçişleri Bakanı sizi suçladı” hatırlatması üzerine:

“İçişleri Bakanı’nı muhatap almıyorum. Erdoğan’a Bafra konuşması yapan birinin hangi yüzle, hangi vicdanla Erdoğan’ın yanında siyaset yaptığını anlamak imkânsız. Muhatap bile almıyorum.

Benim Kemal Kılıçdaroğlu’na söylediğim ile Soylu’nun Erdoğan’a söyledikleri arasında alaka yok. Hırsız demedim, senden daha iyi siyaset yaparım dedim. Bu dönemde her şey mümkün, o kadar telaş içindeler ki projeleri bozuldu. 7 Haziran 1 Kasım arası neler olmuştu unutmayın. Akıllarından neler geçtiğini biliyorum ama cesaret edemiyorlar aynısını yapmaya. Seçim sonuçlarını kesinlikle kestiremiyorlar. Bu seçimlerden sonra herkes kazanacak, çünkü özgürlük gelecek. Kaybeden sadece anket şirketleri olacak.”

“Başka partilerden bakan alacağınızı söylediniz, isimler belli mi” sorusu üzerine:

“Evet görüştüğüm insanlar oldu. AKP’li insanlar, HDP’li, bozkurt işareti yapanlar ‘Oyum senindir’ diyorsa demek ki doğru yoldayım. Birleştirmek istiyorum çünkü. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Milli takım maçına bile 81 milyon sevinemiyor. Bu noktaya gelmişiz. Dış politikada bile aynı şeyi söylemiyoruz. 4 milyon Suriyeli var, dolar 5 liraya gelmiş. Birleşmemiz, uzlaşmamız lazım.”

‘APOLET SÖKERİM DEMEK EMEKLİ EDERİM DEMEK’

“Apolet çıkışınız çok tartışıldı. Sizin aleyhinize kullanılan önemli bir argüman oldu. Keşke söylemeseydim, bir generale bu yakışmıyor uygun değil demekle yetinseydiniz… Bunun arkasında mısınız?” sorusu üzerine.

“Sözümün arkasındayım. Asla böyle bir paşa böyle bir şey yapamaz. AKP logosu altında bir rakip aday eleştirilirken Erdoğan’ı alkışlayamaz. Apoletlerini sökerim demek emekli ederim demektir. Ödül gerekiyorsa ödül, ceza gerekiyorsa ceza verilir. Seneye iftar yemeğinde ben Erdoğan’ı eleştirirken başka paşa alkışlarsa Erdoğan’ın hoşuna gider mi? Yapamaz, onu emekli ederim!”

AYIRMAYACAĞIZ, KAYIRMAYACAĞIZ, SAVURMAYACAĞIZ

“30 bin Suriyelinin oy kullanmasına nasıl bakıyorsunuz” sorusu üzerine.

“Oylar çalınmadığı sürece önemli bir rakam değil.

Seçmen bizim neyimizi beğendi? Barış, huzur dememizi, ayırmayacağız, kayırmayacağız, savurmayacağız dememizi beğendi. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının tümü kendini eşit ve özgür hissedecek. Kenan Evren’in, Özal’ın, Mesut Yılmaz’ın Demirel’in Erdoğan’ın makbul insanları oldu. Buna son vereceğiz. Herkes makbul insan olacak. AKP’li namuslu insanlar yok mu? Var. Olmaz mı? MHP’li yok mu var? Bakanlar Kurulu’nda onlar da olacak.”

‘İSTEYENE İSTEDİĞİ KADAR DİN EĞİTİMİ, İSTEMEYENE YOK’

“Eskiden başörtülülerle ilgili söylediklerinizi aynen tekrarlıyor musunuz? Eğitimle ilgili önerileriniz iktidar çevreleri tarafından 28 Şubat uygulamalarına dönüş olarak algılanıyor. Bu durumun imam hatiplerin orta kısmının kapatılacağı noktasında uygulamalara yol açacağı söyleniyor” sorusu üzerine:

“Kız kardeşim ilkokulu yeni bitirmişti. Rahmetli dedem gel bakalım dedi. Cumartesi günü pazara gittiğimde sana eşarp (aslında şal) alacağım dedi. Sen artık büyüdün dedi. Kız kardeşim tam 40 senedir başörtülü. Babamın iki gelini var, benim eşimin başı açık. Kardeşimin eşinin başı örtülü. Bu sorunu Türkiye aşmıştır. İster kamuda, ister çarşı pazarda beni ilgilendirmiyor. İkincisi din eğitimi… Bir baba evlatları arasında nasıl ayrım yapmazsa, cumhurbaşkanı da okullar arasında ayrım yapamaz. İmam hatipliler nasıl yetişiyorsa, fen liseliler de öyle yetişecek. CHP’nin din açıklamaları olabilir ama cumhurbaşkanı ben olacağım. Bazen MHP’nin, AKP’nin, İYİ Parti’nin, HDP’nin söyleyeceği iyi şeyleri uygulayabilirim. İsteyene istediği kadar din eğitimi, istemeyene vermeyeceğiz. Din kültürü ve ahlak bilgisi yeterli değil diyene siyer, fıkıh, kelam dersleri verilir. Ben onu değil örneğin astronomi istiyorum derse de o verilir. Bu kadar basit.”

“OHAL mağdurlarıyla ilgili mağduriyetleri gidermek için neler yapmayı düşünüyorsunuz” sorusu üzerine:

“OHAL mağdurları hakkında hemen, KHK’larla görevden alınmışlar hakkında dava açılanlar varsa dava sonucunu bekleyeceğiz. Diğerlerini hemen göreve iade edeceğiz. Hem işten atacaksın, hem hakkında dava olmayacak. Kim olursa olsun muhafazakar, solcu… Hakkında dava olmayanları hemen görevine iade edeceğiz.”

“17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında gerekli cezaların verildiğini düşünüyor musunuz? Gezi’de polisin öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Berkin Elvan başta olmak üzere bunlarla ilgili adli süreçlerin gerektiği gibi yürütüldüğünü düşünüyor musunuz? Dün Hatay’da “yalaka medya” dediniz, şimdi de Türk medyası sınıfta kaldı dediniz… Türkiye’deki medya sahipliğinden şikayetçisiniz, bununla ilgili bir planınız var mı?” sorusu üzerine:

“Türkiye Cumhuriyeti 95 yıllık değil 3 bin yıllık bir devlettir. Devlet öyle kolay kurulmaz. Gelenekleri vardır. Kaydı vardır. En kötü devlet bile kayıt tutar. Her şey bulunur, her karakolda bir çavuş, her adliyede namuslu bir mübaşir vardır. Merak etmeyin. Selanik’te dedemin dedesinin 13 keçisini almış Yunan jandarması. Ben bunun belgesini buldum geçen sene… O yüzden hiç merak etmeyin, sadece Türkiye’nin namuslu savcı ve hakimlere ihtiyacı var. Onu bulacağız. Gezi için de geçerli… Berkin Elvan’ın olayını çözebilmeniz için, 17-25 Aralık yolsuzluklarıyla hesaplaşmak için de, ekonomiyi düzeltmek için de önce yargıdan başlayacağız.

Medya konusunda yasal düzenleme yapacağız. Gazeteciler gazetecilik yapacak. Bir yandan ihale takipçiliği bir yandan gazetecilik olmaz. Yandaş medya insana hata yaptırır. İkaz etmeli. Tehdit eden medya istemem. Bana yağcılık yapan medya da istemem. Çünkü o bana kötülüktür. Hatalarımı bulup namusluca yazmalıdır. Yasal düzenlemeler yapacağız medyanın özgür olması için.”

‘ÖNCE VATAN DEĞİL, ÖNCE YARGI’

“Sevim Tanürek ile ilgili açıklamalarınıza erişim engeli getirildi. Bu şekilde sadece medya değil, sizin de mesajlarınız sansürlenmiş oluyor. Yorumunuzu alabilir miyiz” sorusu üzerine:

“Bana soruyorlar Erdoğan’ı yargılayacak mısın diye. Benim öyle bir şeyim yok. Cumhurbaşkanı olduğumda yargıya dosya verir misin? Evet. Bana bilgiler yağacaktır. Bu bilgileri yargıya teslim ederim. Gerisi yargının işi.

Ben adil yargının Türkiye’de birincil olduğunu düşünüyorum. Önce vatan yazar ya askeriyede. Doğru değil o. Yargı adil değilse orası vatan olmaz toprak parçası olur. Adalet adalet adalet. Herkese lazım. Ergenekon’da, Balyoz’da Atatürkçü subayları FETÖ’cülür hapse attı, Erdoğan ile beraber. Şimdi de FETÖ’cüler girdi. Herkese adalet lazım.

Kötülük yapanlar kötülük buluyor. Erdoğan’a da adalet lazım, bana da adalet lazım.”

“Kandil ve Menbıç operasyonlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?”, “Anketlerle ilgili görüşünüz nedir?” sorusu üzerine:

“Muharrem İnce yüzde 19 diyen ankete ne diyeyim. Güler geçerim, kayda değer bulmam. Yalova’da 2002’de yerel gazete anket yapmıştı. Bir yüzde yazmış benim ismimin yanına… Topladım anketin sonuçlarını, yüzde 109 çıktı. O kadar acemice yapmışlardı. Bu tür anketleri ciddiye almıyorum.

Kandil, Menbıç… Kandil sınırdan 140 kilometre içeride… Uzman isimlerle bu işi konuştum. Seçim öncesinde yapılan iş, göstermelik bir iştir. Seçime yönelik bir iştir. Kandil’e böyle bir planla girilebilmesi mümkün değildir.”

AİHM’in cem evlerine ilişkin kararının hatırlatılıp Alevilerin taleplerine nasıl baktığına yönelik soru üzerine:

“Beni AB ilgilendirmiyor. Aleviler vergi veriyor mu veriyor? Askere gidiyor. Devlet camideki imamın maaşını ödüyor ama cem evlerine destek olmuyor. Bu olmaz. AB dediği için değil, hak ettikleri için vereceğiz. Burası bizim ibadethanemiz deniliyorsa o öyledir. Cem evlerinin statüsü netleşecek.”

AKİT’İ NEDEN ÇAĞIRAYIM? TETİKÇİLERİ ÇAĞIRMADIK

“Bu toplantıya akreditasyon uyguladınız. Gelmeyenler sitem ediyor” sorusu üzerine:

“Akit’i neden çağırayım? Onlar gazete mi? Niye çağırayım. Gazete olarak görmüyorum ve çağırmıyorum. Erdoğan’ın avukatı ve tetikçisi… Aklıma onlar geldiği için Akit’i söylüyorum. Tetikçi olanları çağırmadık.”

“Seçilemezseniz, CHP Genel Başkanlığına aday olacak mısınız” sorusu üzerine:

“Cumhurbaşkanı olmaya çok yakın biri genel başkan olmayı düşünmez. O enerjisini düşürür insanın… Kendimi Çankaya’ya odakladım.”

“Seçimi nasıl izleyeceksiniz” sorusu üzerine:

“Yalova’da oy kullandıktan sonra Ankara’ya geçeceğim. Arkadaşlarla, kameraların olmadığı bir yerden izleyeceğiz. Seçim sonuçlarını sizin bilmediğiniz bir yerden takip edeceğim, ama Ankara’da. YSK’ya yakın bir yerden.”

Muharrem İnce, toplantının ardından kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulundu:

“Bu seçimin sonunda 81 milyon kazanacak. Kaybeden anket şirketleri olacak ve ne yazık ki Türk medyası olacak. Bu seçimin sonucunda en özgür ve en mutlu kesim de Türk medyası olacak. Çünkü artık onlar özgür olacak. Talimatla manşet atılmayacak. TRT asla Muharrem İnce’nin borazanı olmayacak. Mutlu bir Türkiye, büyümüş bir Türkiye, bunu gerçekleştireceğiz. Bu değişim rüzgarını, sokakta, meydanlarda görüyorum. Allah’ın izni ile bu iş oldu diyorum.”

 

gazete duvar

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş