Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler

Toz dumanda Şam’ın halleri

30.04.2020
Fehim Taştekin

Al Ahbar’daki haber ve yorumlara bakılırsa izlenen yol el koyma ya da çökertme değil geçici tedbirle şirketleri ödeme yapmaya zorlamak. Uzlaşan şirketler üzerindeki tedbir kalkıyor. Ahraslar da 2012’den bu yana vergi ihlallerinin faturasını ödeyerek tedbiri kaldırttı. Eğer bu hamle az da olsa başarı getirirse Esad kendini savunabilecek. Bu operasyona alenen direnen, kuzen Mahluf oldu. Asıl kavga hükümetin liradaki aşırı değer kaybını dikkate alarak Syriatel ile yıllar önce yapılmış sözleşmeyi gözden geçirme ısrarından kaynaklanıyor. Rusya’da da yatırımları olan Mahluf, 6 Şubat 2020’de Al Ahbar’a yazdığı mektupta direniş medyasına sitem ederek vergi kaçırma ve kaçakçılık suçlamalarını reddetti. Ambargo yüzünden Lübnan’da çakılıp kalan malzemeleri devletin talebiyle Suriye’ye sokmanın kaçakçılık olarak görülemeyeceğini, savaş çıktığından beri şirket gelirlerinin yüzde 75’ini yardım kuruluşlarına aktardığını, 10 bin kişiye istihdam sağlayan Syriatel’in büyük yatırımlar yaptığını savundu. Tam da bu anlaşmazlık sürerken Mahluf’un şirketi Milkman’ın başı Mısır’da belaya girdi. Port Said’de limana yanaşan gemide Milkman’in ürünlerine saklanmış 4 ton uyuşturucu bulundu. Gemi Libya yolcusuydu. Mahluf, hangi şebeke Milkman kargosunu suistimal edip suç işlediyse bulunması için Suriye yönetimine çağrıda bulundu. Bu olayı da Mahluf’a tuzak olarak görenler oldu. Bu mesele illa bir kavga olarak yorumlanacaksa Esad bundan imaj tazelemiş olarak çıkabilir. Çünkü Mahluf’un seveni yok. Bu operasyonların “Esad gidici” haberleriyle ilgisi var mı, bilmiyoruz. Ama Esad giderse bu şirketler arkadan gelenlere paspas olur.

***

Moskova’daki havaya dönersek; elbette kimsenin kimseye ivedilikle bilet kestiği söylenemez. “Bilet kesmek” ya da “bileti kesilmek” Suriye-Rusya ilişkilerinin kimyasına da ters. Fakat konuya vakıf kişiler ‘biraz ciddi’ ya da ‘daha az ciddi’ sıkıntıların olduğunu söylüyor. “Sorun var” tespitinden sonraki kısım “ama” ile devam ediyor: “Putin’in Esad’dan, Esad’ın Putin’den vazgeçme lüksü yok.”

Olası sonuca dair öngörü de aşağı yukarı şöyle: “Esad sistemin kolonlarını bir arada tutan bir unsur. Savaş sırasında da hem askeri ve sivil bürokrasi hem de tabanda yerini sağlamlaştırdı. İsmi ortalıkta dolaşan hiçbir halef Esad’dan sonrası için istikrarın garantisi değil. Herkes bunun farkında.”

Rus medyasında bu ölçekte olmamakla birlikte daha önce de Esad ve Başbakan İmad Hamis’i eleştiren yazılar çıkmıştı. Şam’dan bir kaynağın ifadesiyle “Rus medyasında bu tür yorumlar çıkınca anlıyoruz ki Putin bir şeylerden rahatsız. Bu şekilde baskı oluşturuyor.” Bir yandan da “Putin’in müttefiki ile medya üzerinden konuşmaya ihtiyacı var mı? Esad’a bir bakanını göndermesi yetmiyor mu?” diye insanın sorası geliyor.

Çok çetrefilli ve çok taraflı bir krizin yönetiminde ortaklar arasında her şey uyumlu ve koordineli gidemez. Aksini söylemek kaba bir propagandadan öteye geçemez.

Esad da kendine manevra alanı bırakmak ve Türkiye’nin Rusların açtığı yoldan sahaya intikali ya da Kürtlere kültürel özerklik öngören anayasa taslağı gibi sistem içinde hazmı zor seçeneklere karşı ‘direnmek’ için Rusya’yı İran’la dengeliyor. İran’ın siyaset ve nüfuz etme tarzı da Rusya’dan farklı ve Şam’da endişe nedeni. Bu yüzden İran’ı da Rusya ile frenliyor.

Kabaca, kararlar Tahran ve Moskova’da alınıp Şam’da uygulanıyor değil. İşbirliği, müzakere ve münakaşa iç içe. Bu minvaldeki bir işleyişte Rusya’nın Amerikanvari dayatmalarda bulunması beklenmiyor. Fakat Putin’in savaşın tam orta yerinde azıcık geri durması bile kat be kat dayatmaya bedel. Rus kayıtsızlığının sahaya nasıl yansıdığını birkaç örnekten biliyoruz. Ayrıca Rusya’nın ortaklık ilişkilerini şahıslarla tanımlamadığını tekrar not ediyoruz.

Al Ahbar’daki haber ve yorumlara bakılırsa izlenen yol el koyma ya da çökertme değil geçici tedbirle şirketleri ödeme yapmaya zorlamak. Uzlaşan şirketler üzerindeki tedbir kalkıyor. Ahraslar da 2012’den bu yana vergi ihlallerinin faturasını ödeyerek tedbiri kaldırttı. Eğer bu hamle az da olsa başarı getirirse Esad kendini savunabilecek. Bu operasyona alenen direnen, kuzen Mahluf oldu. Asıl kavga hükümetin liradaki aşırı değer kaybını dikkate alarak Syriatel ile yıllar önce yapılmış sözleşmeyi gözden geçirme ısrarından kaynaklanıyor. Rusya’da da yatırımları olan Mahluf, 6 Şubat 2020’de Al Ahbar’a yazdığı mektupta direniş medyasına sitem ederek vergi kaçırma ve kaçakçılık suçlamalarını reddetti. Ambargo yüzünden Lübnan’da çakılıp kalan malzemeleri devletin talebiyle Suriye’ye sokmanın kaçakçılık olarak görülemeyeceğini, savaş çıktığından beri şirket gelirlerinin yüzde 75’ini yardım kuruluşlarına aktardığını, 10 bin kişiye istihdam sağlayan Syriatel’in büyük yatırımlar yaptığını savundu. Tam da bu anlaşmazlık sürerken Mahluf’un şirketi Milkman’ın başı Mısır’da belaya girdi. Port Said’de limana yanaşan gemide Milkman’in ürünlerine saklanmış 4 ton uyuşturucu bulundu. Gemi Libya yolcusuydu. Mahluf, hangi şebeke Milkman kargosunu suistimal edip suç işlediyse bulunması için Suriye yönetimine çağrıda bulundu. Bu olayı da Mahluf’a tuzak olarak görenler oldu. Bu mesele illa bir kavga olarak yorumlanacaksa Esad bundan imaj tazelemiş olarak çıkabilir. Çünkü Mahluf’un seveni yok. Bu operasyonların “Esad gidici” haberleriyle ilgisi var mı, bilmiyoruz. Ama Esad giderse bu şirketler arkadan gelenlere paspas olur.

***

Moskova’daki havaya dönersek; elbette kimsenin kimseye ivedilikle bilet kestiği söylenemez. “Bilet kesmek” ya da “bileti kesilmek” Suriye-Rusya ilişkilerinin kimyasına da ters. Fakat konuya vakıf kişiler ‘biraz ciddi’ ya da ‘daha az ciddi’ sıkıntıların olduğunu söylüyor. “Sorun var” tespitinden sonraki kısım “ama” ile devam ediyor: “Putin’in Esad’dan, Esad’ın Putin’den vazgeçme lüksü yok.”

Olası sonuca dair öngörü de aşağı yukarı şöyle: “Esad sistemin kolonlarını bir arada tutan bir unsur. Savaş sırasında da hem askeri ve sivil bürokrasi hem de tabanda yerini sağlamlaştırdı. İsmi ortalıkta dolaşan hiçbir halef Esad’dan sonrası için istikrarın garantisi değil. Herkes bunun farkında.”

Rus medyasında bu ölçekte olmamakla birlikte daha önce de Esad ve Başbakan İmad Hamis’i eleştiren yazılar çıkmıştı. Şam’dan bir kaynağın ifadesiyle “Rus medyasında bu tür yorumlar çıkınca anlıyoruz ki Putin bir şeylerden rahatsız. Bu şekilde baskı oluşturuyor.” Bir yandan da “Putin’in müttefiki ile medya üzerinden konuşmaya ihtiyacı var mı? Esad’a bir bakanını göndermesi yetmiyor mu?” diye insanın sorası geliyor.

Çok çetrefilli ve çok taraflı bir krizin yönetiminde ortaklar arasında her şey uyumlu ve koordineli gidemez. Aksini söylemek kaba bir propagandadan öteye geçemez.

Esad da kendine manevra alanı bırakmak ve Türkiye’nin Rusların açtığı yoldan sahaya intikali ya da Kürtlere kültürel özerklik öngören anayasa taslağı gibi sistem içinde hazmı zor seçeneklere karşı ‘direnmek’ için Rusya’yı İran’la dengeliyor. İran’ın siyaset ve nüfuz etme tarzı da Rusya’dan farklı ve Şam’da endişe nedeni. Bu yüzden İran’ı da Rusya ile frenliyor.

 

Kabaca, kararlar Tahran ve Moskova’da alınıp Şam’da uygulanıyor değil. İşbirliği, müzakere ve münakaşa iç içe. Bu minvaldeki bir işleyişte Rusya’nın Amerikanvari dayatmalarda bulunması beklenmiyor. Fakat Putin’in savaşın tam orta yerinde azıcık geri durması bile kat be kat dayatmaya bedel. Rus kayıtsızlığının sahaya nasıl yansıdığını birkaç örnekten biliyoruz. Ayrıca Rusya’nın ortaklık ilişkilerini şahıslarla tanımlamadığını tekrar not ediyoruz.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş
Çok okunan haberler