Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler

Kötü ahlaksız

31.05.2017
Ruhi Hayal

Bildiğiniz üzere Beşiktaş; Gaziantep maçını 4-0 gibi net bir skorla kazanmakla beraber ligin birimine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etmiştir. Beşiktaş Spor Kulübü sağlam karakteri ile benim gibi pek çok kişinin sempatisini kazanmış önemli bir kulüptür. Buradan da kara kartalın 15. Şampiyonluğunu canı gönülden kutluyorum. Neyse.. aslında bildiğinizden kastım Beşiktaş’ın şampiyonluğu değildi ama kutlamadan geçmedik iyi oldu. Burada bildiğiniz gibi diyerek demek istediğim Gaziantep maçı sonrası Şenol Güneş’in bir şeyler söylemeye çalışması ve daha sonrasında futbolcuların onu omuzlarına almalarıyla birlikte sözlerinin yarıda kalması. Sözler yarıda kalmış ancak usta teknik direktörün yarım sözleri başka gazeteciler için kanaat oluşturmak için yeterli olmuş ve Fatih Tezcan hemen durumu çakmış ‘FETÖCÜ’ damgasını hocaya yapıştırmıştır. Bu aralar biliyorsunuz sübliminal mesaj ve bu mesajlarla ilgili iddianameler çok moda durumda. Şenol Hoca maçta 4 gol atmış ama neredeyse kalesinde de yılın golünü görecek pozisyona düşmüştür.

 

Neydi bu şiir: ‘Gülü gülene ver. Kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver. Mevlana ’.  Fatih Tezcan ‘usta gazeteciliği’ ile durumu çakmış ve demiştir ki: “Güneydoğu’dan bir takım şampiyon olsa ve teknik direktörü şampiyonluğu kutlarken durduk yere içinde “Öcalan” geçen şiir okusa ne derdiniz?”. Bununla da kalmamıştır ve: “Zaten kulağımıza bir şeyler geliyor ama konduramıyoruz, o kadar olmaz diyoruz, susuyoruz ama üstüne bir de bu işler… Hayır olsun diyelim…” sözlerini eklemiştir.

 

Bu konuyla ilgili söylenebilecek çok fazla söz var ama hem konuyu dağıtmak istemeyişim hem de zaten mevzu çok konuşulduğu için konuşmak istemeyişimden uzatmayacağım. Uzatmayacağım ancak ben Şenol Hocaya ait Fethullah Gülen’le ilgili övücü sözler duymamıştım. Duysak da bir zaman herkesin methiyeler düzdüğü bugün beddualar düzülen biriyle ilgili böyle şeyler duymamız çok da şaşırtıcı olmaz. Şenol Hocanın methiyelerini duymadık ama Fatih Tezcan vaktiyle çok methiyeler düzmüş yeri geldiğinde de özür dilemiştir. Fethullah Gülen bu özürleri kabul edip affetmiş midir bilinmez? Bu özürlerin birinde: "Fethullah Gülen’e ve cemaatine, yanlışlıkla iftira atmış olabilirim. Kendisinden ve cemaatinden özür dilerim." sözlerinin sahibi olması da gözden kaçmamalıdır. Çok derine girmeyeceğim dedim ama pek çok insanın yaşadığı sorunları düşününce böyle sulandırmalara karşı olmak da boynun borcu olsa gerek. Bu konuda Şenol Hoca da çok net ve ağır şekilde tavrını ortaya koymuş. Bu sözler hepimiz için düşünülmesi ve üzerinde durulması gereken sözler olmalı. Şenol Güneş: “Sevgimi çok belli eden bir insan değilim ama şampiyonluk günü eşime çiçek gönderdim ve not yazdım: 'Gülü gülene kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir kıymetini bilene ver' ben bunu söyledim ama insanlar neler söyledi. O tip insanlar kötüdür ahlaksızdır. Bunlar gazeteci olmaz. Eşime söylediğim benim değil Mevlana'nın sözüdür. Mevlana'yı herkes iyi okusun.” 

 

Herhangi bir grup ya da zümrenin devlet mekanizmalarında hegemonya kurması kabul edilebilir şeyler değildir. Dün bu insanlar bunu yapmış yanlış yapmıştır bugün halen devlette hegemonya kurmaya çalışan gruplar varsa da yanlış başka bir yanlışla telafi edilmeye çalışılıyor demektir. Yanlışı yanlışla telafi etmeye çalışmak ülkenin genlerine işlenmiş durumda. Halen pek çok insan daha ne olup olmadığını anlamadan çok zor günler yaşamaktadır. Devlet tez elden gerçekten mağdur olanların mağduriyetini gidermeli bir yandan da süreci sulandırmaya çalışan Fatih Tezkan gibi isimleri de durdurmalıdır. Yoksa kötü günler diye tarif ettiğimiz günlerin daha da kötülerini Allah korusun görmek durumunda kalırız. Neredeyse bir ay sonra birinci senesine gelecek olan 15 Temmuz Darbe Girişiminin komisyon raporlarında tam anlamıyla aydınlatılamaması, masum olduğunu iddia eden insanların henüz iddialarına cevap bulamaması işleri zorlaştırmaktadır.

 

Yazımı bitirirken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın önemli olduğunu düşündüğüm sözlerine de değinerek bitirmek isterim. Sayın Bozdağ’ın sözleri şu şekilde: “Şimdi herkes kılıcı eline almış, şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü diye kesmeye bakıyor... Bu çarpıklıktan Türkiye'nin çıkması lazım.” . Ben bu sözlerin söylenmesiyle birlikte rahatsızlığın Ak Parti’nin üst kurullarında da kendini hissettirdiğini anlıyorum. Anlıyorum ancak sözlerin de artık kifayetsiz olduğunu insanların icraat beklediklerini de bu üst kurulların anlaması gerektiği görüşündeyim.

 

Ben hayatım boyunca hep umutlu olunması gerektiğini bu umudu da insanların mücadelesinin ürettiği görüşünü savundum. Umarım insan hakları heykellerinin barikatlarla çevrildiği bir ülke olmaktan çıkar İnsan Haklarının baş tacı edildiği bir ülke görüntüsüne kavuşuruz. Bu noktada aklı selim olan herkese görev düşmektedir.

 

Yazarın diğer yazıları;
Bütün yazıları >
Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş
Çok okunan haberler