Değerli Dostlar,
Genişletilmiş 2. Baskısı çok yakında yapılacak olan “TÜRK MİLLETİNE SUİKAST” adlı kitabımdan bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
…
20 Ekim 1991, Pazar
20 Ekim 1991 tarihinde Milletvekili Genel Seçimi yapıldı.
Toplam 29.979.123 seçmenin 25.157.089’u oyunu kullandı.
Oyların partilere göre dağılımı ve milletvekili sayıları şöyle gerçekleşti:
Doğru Yol Partisi (DYP): Oy oranı yüzde 27.03, toplam oy 6.600.726, milletvekili sayısı 178.
Anavatan Partisi (ANAP): Oy oranı yüzde 24,01, toplam oy 5.862.623, milletvekili sayısı 115.
Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP): Oy oranı yüzde 20,75, toplam oy 5.862.623, milletvekili sayısı 88.
Refah Partisi (RP): Oy oranı yüzde 16,88, toplam oy 4.121.355, milletvekili sayısı 62.
Demokratik Sol Parti (DSP): Oy oranı yüzde 10,75, toplam 2.624.301 oy, milletvekili sayısı 7.
Bu sonuçlara göre hiçbir parti tek başına salt çoğunluğu sağlayamamıştı.
Bu nedenle Başbakan Süleyman Demirel, SHP ile bir karma hükümet kurma zorunda kalmıştı.
Süleyman Demirel’in bu karma hükümetinde 8 mason bakan yer almıştı.
Mason Başbakan Süleyman Demirel, hükümetin en önemli bakanlıklarını masonlara vermişti.
Bu seçimin en önemli sonuçlarından başta geleni şu olmuştur.
Terör örgütü PKK’nın temsilcileri Halkın Emek Partisi (HEP) adlı bir partide bir araya gelmişlerdi. Tek başlarına seçimlere girseler, yüzde 10 barajını aşmaları mümkün değildi.
Onların yardımına SHP koştu!
İsmet İnönü’nün oğlu, SHP Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü; terör örgütü PKK’nın temsilcilerini, kendi seçim listelerine koyarak Meclis’e taşıdı. Bu yolla, terör örgütü PKK’nın 22 temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmiş oldu.
ABD ve AB’nin siyasi, askeri ve parasal yardımlarla desteklediği, Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen PKK terör örgütü; sözde demokrasi adına, dolaylı yoldan da olsa Meclis’e adımını atmıştı.
Erdal İnönü’nün Kürtlere gösterdiği yakınlığın başka bir nedeni olabilir miydi?
Erdal İnönü’nün dedesi, yani İsmet Paşa’nın babası Reşit Efendi, aslen Bitlis’in tanınmış KÜRT ailelerinden Kürümoğulları ailesindendir. Yani Erdal İnönü, baba tarafından Kürt’tür. Acaba, Kürt teröristleri TBMM’ne sokmasında bu kökeninin etkisi olmuş mudur? Soyaçekim diye bir olgu var, göz ardı edemeyiz. Elbette bilemeyiz, ancak Türkçemizin İncileri Atasözlerimizden şunu da anımsamadan edemeyiz: “Soydur Çeker, Boktur Kokar!”.
Terör örgütü PKK’nın 22 Kürt temsilcisini TBMM’ne sokan SHP’de, Genel Başkan Erdal İnönü’den sonra ikinci adam olan, Genel Sekreter Hikmet Çetin de Kürt’tür.
Mason da olan Kürt Hikmet Çetin, DYP-SHP Karma Hükümetinde Dışişleri Bakanı olmuştur.
Ne diyelim, Hikmet Çetin için de “Soydur çeker, boktur kokar” mı diyelim?
Peki, Erdal İnönü’nün SHP’sine oy vermiş; 5 milyon Atatürkçü seçmene ne demeli?
Neden onlar seçimler öncesi ayaklanmadılar, “Atatürk’ün kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, PKK terör örgütünün temsilcilerini sokamazsın, buna izin vermeyiz!” diye haykırmadılar?
“Türk Milletine Suikast düzenleyen, vatanı bölüp parçalamak isteyen dış destekli terör örgütü PKK’nın Kürt temsilcilerini partiye alırsanız size tek bir oy bile vermeyiz”, demediler?
Peki, birinci görevleri Türkiye Cumhuriyeti devletini iç ve dış düşmanlara karşı korumak ve kollamak olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüksek komutanlarına ne demeli?
Terör örgütü PKK’nın atadığı 22 Kürt vekil Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girerken Yüksek Komuta Heyeti şu subaylardan oluşuyordu:
Genelkurmay Başkanı: Orgeneral Doğan Güreş
Kara Kuvvetleri Komutanı: Orgeneral Muhittin Füsunoğlu
Deniz kuvvetleri Komutanı: Oramiral İrfan Tınaz
Hava Kuvvetleri Komutanı: Orgeneral Siyami Taştan
Jandarma Genel Komutanı: Orgeneral Eşref Bitlis
Birinci Ordu Komutanı: Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı
İkinci Ordu Komutanı: Orgeneral Kemal Yavuz
Üçüncü Ordu Komutanı: Orgeneral Nezihi Çakar
Ege Ordusu Komutanı: Orgeneral Hikmet Köksal
Vatanı ve ulusu bölüp parçalamak isteyen, ABD-AB destekli terör örgütü PKK’nın 22 Kürt temsilcisinin göz göre göre Meclis’e girmelerine hiç ses çıkarmayan, seyirci kalan Yüksek Komutanların, görevlerini yapmış Atatürkçüler olduklarını söyleyebilir misiniz?
SHP’nin kanatları altında Meclis’e giren terör örgütü PKK’nın Kürt temsilcileri, daha sonra ÖZEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP adları altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde varlıklarını sürdürdüler.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve herhangi bir siyasi partinin karşılarına çıkamadığını gören ABD–AB destekli terör örgütü PKK’nın Kürt temsilcileri en son, barışla ve demokrasiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’de birleşerek PKK’nın 36 Kürt temsilcisiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndedirler.
Güneydoğu Anadolu’dan toprak kopararak Emperyalistlerin buyruğunda bir Kürt devleti kurmanın peşindedirler.
Onların önünü açan şu sözde Atatürkçüleri ne kadar kutlasak azdır!